Normal yaşantımızda kanımızda belirli miktarlarda şeker hep vardır. Doku ve organlarımızın çalışması, görevlerini yerine getirmesi için gerekli enerji bu dolaşan şekerden sağlanır. Kandaki şeker miktarını belirli sınırlar içerisinde dengede tutan en büyük etken insülin hormonudur. İnsülin pankreas bezinden salgılanır. Kan şeker düzeyi arttığında mesela yemek yedikten sonra pankreas durumu algılar ve insülin salgısını artırır. Salgılanan insülin kan şekerinin kas, yağ dokusu gibi ihtiyaç duyulan yerlerde kullanılmasına aracılık eder. Tam tersi durumlarda örneğin uzun süren açlıklarda kan şekeri düşmeye başlayınca da insülin salgısı azalır ve kan şekeri dengede tutulur. Normal bir yetişkinde 8-10 saatlik bir açlık dönemi sonrası sabah erken saatlerde ölçülen şeker düzeyi 70-99 mg/dL arasındadır. Tokluk durumunda ise (yani yemeğin ilk lokmasından 2 saat sonra) kan şekeri 140’ı geçmez. Eğer kişide insülin salgılanması azalmışsa veya insülin etkisiz kalıyorsa şeker dokulara yeterince alınamaz ve kanda düzeyi yükselir. Bu duruma tıp dilinde “Diabetes Mellitus” yani şeker hastalığı denir.