Kolesterol yüksekliğinin tedavisi

Kolesterol yüksekliğinin tedavisi

LDL-kolesterol düzeyi ve SCORE ile elde edilen 10 yıllık kardiyovasküler ölüm risk yüzdesi (SCORE puanına göre) değerlerine göre kolesterol yüksekliği tedavisine karar verilir. Riski %1’in altında (düşük risk) olan birinde LDL kolesterol 190’ı geçtiğinde yaşam tarzı değişikliği önerilir, eğer bu yeterli olmazsa ilaç tedavisine geçilir. Risk % 1-4 arasında (orta risk) ise LDL düzeyi 100’ü geçtiğinde yaşam tarzı değişikliği ve yanıt alınamazsa ilaç tedavisi verilir. Risk % 5-9 arasında (yüksek risk) ise LDL 70-99 arasında çıkmışsa yaşam tarzı değişikliği ve gerekirse ilaç önerilirken 100’ün üstündeki değerlerde yaşam tarzı değişikliği ile birlikte hemen ilaç tedavisi başlanmalıdır. Risk % 10’u geçtiyse (çok yüksek risk) LDL düzeyi 70’in altında bile olsa yaşam tarzı değişikliği ve kontrol edilemezse ilaç önerilirken aynı risk grubunda LDL 70’in üzerinde hemen ilaç ve yaşam tarzı değişikliğine başlanır.

Trigliserit düzeyi 500’ü geçtiğinde pankreatit gelişimini önlemek esastır ve hemen ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikliğine başlanır.

Tedavide yaşam tarzı değişikliğinden kastedilen kişiye uygun sağlıklı bir beslenme tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkol tüketimi varsa bırakmaktır. Bunların uygulanması ile LDL kolesterol ve trigliserit düzeyleri düşer, HDL kolesterol ise yükselir.

Sağlıklı beslenme; hedeflenen günlük almamız gereken ideal kalori miktarını belirlemekle başlar. Bu kalorinin yaklaşık yarısını karbonhidratlar oluşturmalıdır ki günlük enerjinin büyük kısmı bununla sağlanır. Karbonhidrat olarak basit veya rafine edilmiş karbonhidratlar tercih edilmemelidir. Çünkü bunların glisemik indeksi yüksektir ve tüketildiklerinde tokluk hissi oluşturmayıp çabuk acıkmaya da sebep olurlar. Yağlar ise hesaplanan günlük enerjinin % 20-35’i kadar olmalıdır. Yağlar kendi içinde 3 kısma ayrılarak tüketilmeli, yani 1/3’e yakın oranda tekli doymamış yağlar (mesela, zeytin yağı, fındık yağı, avokado yağı), 1/3’ten biraz fazlası çoklu doymamış yağlar (Ayçiçek ve mısır özü yağı gibi) ve 1/3’ten daha azı doymuş yağlar (tereyağı, hayvansal yağlar gibi) olmalıdır. Ayrıca omega-3 yağını da ihmal etmemek için haftada birkaç kez de balık yemek gerekir. Günlük enerjinin yaklaşık % 15’i proteinlerden alınmalıdır. Beyaz et ve az yağlı kırmızı et, hayvansal ürünlerin tüketimi ile protein ihtiyacı karşılanır.

Günlük ortalama 30 gr civarında lifli gıda tüketmek sağlıklı beslenmenin en önemli unsurlarındandır. Bu da meyve, sebze, baklagiller, tam taneli tahıllardan sağlanabilir.

Günlük 2,5 litre civarında sıvı tüketimi de ihmal edilmemelidir.

Egzersiz ile önerilen, haftada ortalama 150 dakikalık orta yoğunluklu aerobik fiziksel egzersizdir. Başka bir ifade ile haftada en az 5 gün en az 30 dakikalık hafif tempolu yürüyüş idealdir. Bir haftalık süreçte 25-30 km yürüyüş yapmak veya eşdeğer bir fiziksel faaliyet ile (tabi ki düzenli yapmak şartıyla) ortaya çıkan faydalı etkiler sadece kolesterol düzeylerindeki iyileşme ile kalmaz. Aynı zamanda vücut esneklik kazanmış olur, kas gücü ve dayanıklılık artar, yaşam kalitesi iyileşir, kemik erimesi azalır, kişi zayıflar ve bel çevresi küçülür, insülin direnci ve hsCRP gibi inflamasyonla ilgili bazı değerler iyileşir. Tüm bu olumlu etkilerin kalp-damar hastalığı riskini azaltmaya katkısı vardır. Ayrıca kişiye psikolojik ve sosyal anlamda da olumlu katkıları olur.

İlaç tedavisi olarak kolesterol düşürücü etkinliği kanıtlanmış ve kalp-damar hastalığında risk azalması sağlayan ajanlar “statinler” adı ile bilinen ve genellikle ilk tercih edilen ilaçlardır. Kimlere ilaç verilmesi gerektiğinden yukarıda bahsetmiştik. Tabi ki bu ilaçlar hekim kontrolünde ve rapor düzenlenerek kullanılan ilaçlardır. Statinlerin sanılanın aksine yan etki oranı oldukça düşüktür. Bunlar arasında kas ağrısı, bulantı- kusma, karın ağrısı, baş ağrısı, ishal vardır. Statinlerle ilgili şöyle bir bilgi vermek etkinlik ve yan etki karşılaştırması açısından kolaylık sağlayacaktır. 10.000 kişiye 5 yıl boyunca sekonder koruma amacıyla her gün güçlü bir statin tedavisi vermekle, kalp krizi gibi 1000 ciddi kalp-damar olayı önlenmiş olmaktadır. Primer koruma amacıyla aynı sayıda kişiye verildiğinde ise 500 ciddi kalp-damar hadisesi önlenmiş olmaktadır. Bu faydası ile birlikte 50-100 kişide kas ağrısına sebep olur, 50-100 kişide diyabet gelişimi yapabilir, 5-10 kişide beyin kanaması ve 5 kişide miyopati denilen kas hasarı yapar. Her alanda olduğu gibi tıpta da fayda/zarar oranı insanlar için daima gözetilmektedir. Bir ilaç veya ameliyatın faydaları zararlarına belirgin ağır basıyorsa o tedavi hasta için uygulanır. Tam tersine verilen ilaç hastada ciddi, ölümcül yan etkiler oluşturuyorsa o tedavi hastaya verilmez, daha az zararlı tedaviler seçilir. Verilen örnekten de anlaşılacağı üzere statin tedavisi kolesterolü yüksek olan tüm hastalara verilmemektedir. Primer ve sekonder koruma amacıyla yüksek riskli hastalara verilmektedir. Verildiğinde ise faydalı etkileri ağır basmaktadır. Bu nedenle hekiminiz size ilaç önermişse onu aksatmadan düzenli kullanmak gerekir.

Kolesterol yüksekliğinde statin dışı ilaç tedavileri de vardır. Hangi tip kolesterol yüksekliğinde hangi ilaç verilmesi gerektiğine hekim muayenesi ve değerlendirmesi sonucu karar verilir. Dirençli vakalarda birkaç ilaç birlikte kullanılabileceği gibi aferez denilen yöntemlerle kandan yağların uzaklaştırılması şeklinde tedavi yöntemleri de uygulanabilmektedir.

Share: